Siemens'te tasarlanan ve Almanya Federal Eğitim ve Araştırma Bakanlığı ile Federal Ekonomik İşler ve Enerji Bakanlığı tarafından resmileştirilen ‘Endüstri 4.0’ kavramı ya da “Dördüncü Sanayi Devrimi” yani sanayinin dijitalleşmesi dünya çapında ilgi görmeye devam ediyor. Endüstri 4.0, özünde fiziksel teknolojilerini dijital hale getirmiş ve böylece birbirleriyle internet üzerinden iletişim kurabilen dijital fabrikaları ifade ediyor. Akıllı Fabrika, fabrikanın kurulmadan önce tüm bileşenlerin dijital ortamda yol haritasının çıkarılmasını yani çalışma sisteminin tasarlanması, iş süreçlerinin belirlenmesi, kontrollerinin yapılması ve elde edilen ürünün müşteri beklentilerinin karşılanıp karşılanmadığının değerlendirmesini kapsıyor.Endüstri 4.0 ile endüstriyel üretime yeni bakış açısı geliyor ve teknolojisi genellikle yazılımı, kontrol sistemlerini, lojistik kurulumları, robotları, 3 boyutlu yazıcıları ve özerk araçları içeriyor. Tüm bu bağlantıların amacı şimdiye dek eşi benzeri görülmemiş derecede otomasyon ve operasyonel bağımsızlık sağlayan makineden makineye bir iletişimdir. Bu durum Endüstri 4.0 ortamlarına uygulanan ‘akıllı fabrika’lara işaret ediyor.
Almanya’da ortaya çıkan “Bilgi Toplumu” olarak adlandırılan Endüstri 4.0’dan yaklaşımından sonra şimdi robotik ve dijital teknoloji gibi yüksek teknolojileri iyi kullanan Japonya, dünya ülkelerine insanların robot ve makinelerle iş birliği içinde üretimin mümkün olduğu “Süper Akıllı Toplum” olarak tanımlanan Endüstri 5.0’a yani Toplum 5.0 felsefesini öneriyor.
Endüstrİ 4.0 İle daha hızlı, etkİn ve esnek üretİm mümkün mü?
Endüstri 4.0’a robot teknolojisi açısından bakıldığında insanlar için daha hızlı, etkin ve esnek üretimi ifade ettiğini söylemek mümkün. Ancak günümüz dünya teknolojisi ele alındığında gelinen noktada buna geçiş için alt yapıların sağlam yapılmış olması gerekiyor. Bu sebeple de genel resim değerlendirildiğinde, Endüstri 4.0 ile mevcut imkânlarla istenilen esnek ve hızlı değişimlere üretimde cevap verebilmenin mümkün olmadığı ya da çok yüksek maliyetlere katlanılarak gerçekleştirilebileceği gerçeği karşımıza çıkıyor. Endüstri 4.0 ve Endüstri 5.0 gibi kavramlarda, teknolojinin nasıl değiştiğini ve ihtiyaçların en etkin, en esnek ve en az yatırım maliyetiyle nasıl, hangi yöntemlerle elde edebileceğini incelemek gerekiyor.
Endüstrİ 5.0 İle İnsan üretİmİn merkezİne konumlanıyor
Universal Robots, Endüstri 4.0 kavramından ziyade Endüstri 5.0 yani Toplum 5.0 kavramının hayata gireceğini ve insan odaklı üretimin cobot’larla beraber iş birliğine dayalı yapılarak; en uygun yatırım maliyetiyle, en esnek ve hızlı değişimlere cevap verebilecek şekilde, sürdürülebilir kalitede insanların hizmetine sunulacağına inanıyor. Universal Robots’un insanla iş birliğine dayalı robotlarıyla Endüstri 5.0 felsefesi doğrultusunda hedeflenen otomasyon seviyesi ve gerçek anlamda esneklik herkes için erişilebilir oluyor. Daha da önemlisi Universal kolaboratif robot teknolojisiyle insan, üretimin merkezine konumlandırılıyor.
Endüstrİ 5.0’da cobot’lar İnsanla yan yana güvenle çalışıyor
İnsan ve makinenin akıllı fabrika alanında birlikte çalıştığı Endüstri 5.0 vizyonuna yaklaştıkça, bu durum çalışanların cıvatalama, paketleme ve paletleme, makine besleme görevi gibi çok-fonksiyonlu araçlar olarak kullandığı ‘cobot’larla yan yana çalıştığı bir sahneyi resmediyor. Bu yeni iş yeri türünün güvenlik ve uyumunu göz önünde bulundurma ihtiyacı da her şeyden önemli hale geliyor. Universal Robots’un iş birliğine dayalı cobot’ları tüm sektörlere güvenlik avantajı sunuyor. Universal Robots’un patentli güvenlik sistemi içerisine yerleştirilen gelişmiş güvenlik fonksiyonları sayesinde, cobot’lar dünya çapında kurulu binlerce uygulamanın çoğunda koruma kafesi olmadan (risk değerlendirmesine tabi) olarak çalıştırılabiliyor. Kuvvet sınırlama güvenlik sistemi, Universal Robots cobot’larının rotalarında engellerle karşılaşmaları halinde otomatik olarak çalışmayı durdurmalarını sağlıyor.
Kolaboratİf robot teknolojİsİ çalışanları İşİnden etmİyor
Gelişen robot teknolojisiyle birlikte robot teknolojisinin insanları işinden edeceği tartışmaları kamuoyunda sürerken, her yeni otomasyon dalgasının teknolojinin insanların işlerini elinden alacağı ve insan işçileri gereksiz kılacağı yönündeki endişeler tekrarlanıyor. Oysaki uluslararası araştırmalar bunun aksi yönünde argümanlar ortaya koyuyor. Robot teknolojisindeki hızlı ilerleme, üretim yapısını esnetirken, çalışanları da bu yapıya adapte etmeye ve yeni beceriler geliştirmeye teşvik ediyor. Bu aynı zamanda üretimde zanaatkarlığı da tekrar gündeme getiriyor.
İnsani dokunuşun İzlerİ gerİ dönüyor
El yapımı içeceklerden, kişiye özgü hazırlanan lüks ürünlere kadar, insan dokunuşunun belirgin izlerini taşıyan ürünler daha önce hiç olmadığı kadar ilgi görüyor. Tüketici eğilimleri, gün geçtikçe takip etmesi zorlu bir yola giriyor. ‘İnsani dokunuşun geri dönüşü’ olarak yorumlanabilecek bu tüketici eğilimlerini anlayan ve bu eğilimlere cevap verebilen şirketler ayakta kalıyor. Bu açıdan ilerleyen otomasyon süreçleriyle tüketici eğilimlerini karşılamak ve sektöründe fark yaratabilmek mümkündür.
Tüm eksenlerde 360 derece hareket kabİlİyetİ
Bu durum tam da üretimde insan-robot etkileşimine ve iş birliğine inanan Universal Robots’un esnek, dayanıklı ve yüksek hassasiyete sahip cobot’larına işaret ediyor. Herhangi bir özel yetenek ya da uzmanlık gerektirmeyecek şekilde hızlı kurulum ve entegrasyon, elle ya da kontrol kumandasıyla kolay programlama sayesinde güvenle kullanmaya başlayacağınız cobot’lar ile otomasyon süreci herkes için çok daha kolay ve ulaşılabilir hale geliyor. Tüm eksenlerde 360 derece hareket kabiliyetine sahip cobot’lar, kolayca yeniden konumlandırılması ve esnek üretim imkânı sağlamasıyla şimdinin ve geleceğin tüketici eğilimlerine cevap veriyor. Universal Robots, kişiselleştirilmiş ve tam zamanında üretim hatları ile geleceğin akıllı fabrikasını inşa ediyor.