Şirketlerin dijital dönüşümlerini tamamlamış olması Endüstri 4.0 devriminin hayata geçebilmesinin en önemli ön koşullarından biridir. Endüstri 4.0 trendinin şirketlerin dijitalleşmesiyle beraber yükselişte olduğunu söyleyebiliriz. Son zamanlarda bilgi işlem gücünün artışı, uzmanların başka bir sanayi devrimi olarak gördükleri bu devrimi ortaya çıkardı. 18. ve 19. yüzyıllarda, sanayi devrimi, dünyanın büyük bölümlerinde ekonomik büyümeyi ve yaşam standardını destekleyen yeni üretim teknolojilerine yol açtı.
Endüstri 4.0 temelde bilişim teknolojileri ve endüstriyi bir araya getirmeyi amaçlıyor. Yeni nesil yazılımları; az maliyetli, az enerji harcayan, az ısı üreten ve yüksek güvenlikli donanımlarla buluşturmayı, böylece işletim ve yazılım sistemlerinin az kaynak ve bellek kullanarak optimum verimle çalışmasını hedefleyen Endüstri 4.0, aynı zamanda Nesnelerin İnterneti’nden (Internet of Things) de faydalanıyor. Endüstri 4.0'ı hayata geçirmek için gerekli olan teknolojik altyapıların tamamlanması ve bu alanlarda uzman kişilerin yetiştirilmesinde geç kalınması Türkiye’ye kaldırmakta zorlanacağı bir yük getirecektir. Uluslararası piyasalardaki rekabet gücünü koruyabilmek adına bu son sanayi devriminin gerekliliklerini yapmak Türkiye’nin en önemli görevlerinden biridir. Türkiye’nin Endüstri 4.0 için atması gereken adımların doğru bir şekilde belirlenebilmesi adına ülkenin içinde bulunduğu durumun tespitini yapmak oldukça önemlidir.
İnsanlar genellikle modern teknolojinin ortaya çıkmasıyla bunların "modası geçmiş" olacağını ve bu nedenle şirket için gereksiz olacağını düşünüyor. Gelecek hakkında endişelenmek yerine, çalışanların becerilerini geliştirmeleri ve güçlü yönlerini ve yeteneklerini akıllı fabrikaların ihtiyaçlarıyla uyumlu hale getirmeleri fayda sağlayacaktır. Günümüzün çalışanları, er ya da geç, otonom sistemler de dahil olmak üzere en son teknolojilerle çalışmak üzere uygun şekilde eğitilmiş çalışanlar olmak zorunda kalacaklar.
“İnsanlar olmadan robotlar bİr hİçtİr”
Kolaboratif robot üreticisi Universal Robots olarak çalışanların, robotların asla değiştiremeyeceği benzersiz bir bilgi birikimine ve katma değere sahip olduğunu düşünüyoruz. Aslında, cobot’lar sadece programlanmış komutları çalıştıran ve veri üreten makinelerdir. Üretim, müşteri kavramı ve her şeyden önce hiçbir iş tecrübesi yoktur. Kısacası, insanlar olmadan robotlar bir hiçtir. Bu nedenle, en başından beri, robotların ve insanların en iyi özelliklerini şirketlerin yararına birleştiren iş birliğine dayalı (kolaboratif) bir otomasyon yaklaşımına teşvik ediyoruz ve cobot teknolojisini herkes için erişilebilir hale getirmek için çalışıyoruz.
Serİ üretİmden üretİmİn kİşİselleştİrİlmesİne
İnternet bağlantısı Endüstri 4.0'daki en önemli şeylerden biridir. İnternet, şirketlerin müşterilere özel ürünler sunmasını sağlamıştır. Bugün arabaların en sık nasıl sipariş edildiğini bir düşünün. Müşteriler, internette bir aracı tam olarak kendi zevklerine göre kolayca yapılandırabilir, bu dünyada türünün tek örneği olabilir.
Seri üretim iyi çalışıyor ancak pazar araştırması tüketicilerin daha fazlasını istediğini gösteriyor. Şu anda, birçok araştırmaya göre, "insan dokunuşu" olan ürün ve hizmetlere veya belirli bir müşterinin kişiliğini ifade eden ürünlere yönelik yoğun bir talep var. Bunu şu anda giyim veya ayakkabı gibi kapsamlı kişiselleştirmeyi içeren trendlerde görüyoruz. Toplumumuzda, bir sonraki sanayi devriminin esas olarak ürünlerin kişiselleştirilmesi etrafında döneceğine inanıyoruz, bu nedenle insanı üretime çok daha fazla dahil etmek gerekecek.
Tüm bu talepler, esnek üretim sunan robotik otomasyona ne denli ihtiyacımızın olduğunu ve yaşanan gelişmeler ışığında insan-cobot iş birliğinin önemini karşımıza çıkarıyor.