Gıda, içecek ve tarım sektörü teknolojik değişimlerle birlikte sürekli gelişiyor, robotik otomasyon kullanımı tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de artıyor. Bu sektörde üretim yapan şirketlerin, küreselleşmenin hızıyla beraber tüketicilerin artan beklentilerini anında karşılamak için yenilik arayışları devam ediyor. Buldukları çözümler ise genellikle otomasyonla bağlantılı oluyor. Kolaboratif otomasyon içeren çözümler ise giderek daha fazla ön plana çıkıyor ve talep görüyor.
NİTELİKLİ ÇALIŞAN SIKINTISI VE VERİMLİLİK ŞİRKETLER İÇİN İKİ ÖNEMLİ ZORLUK
Gıda, içecek ve tarım sektörü, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de önde gelen bir sektör. Yeni nesil çalışanlar zor koşullar altında sürdürülen, daha fazla ağır ve tekrar eden standart görevleri yerine getirmek zorunda kalacakları ve motive edici olmayan bu sektöre ilgi duymuyor. Çalışma koşullarının iyileştirilmesi, üreticiler için önemli bir çekicilik unsuru haline geliyor.
İşletmelerin karşılaştığı bir diğer zorluk ise verimlilik. Özellikle uluslararası rekabet, ürünlerin ve tüketim alışkanlıklarının küreselleşmesi, tüketicilerin her zaman her şeyi (mevsim dışı meyve ve sebzeler dahil) yiyebilmeyi istemesine neden oluyor. Gıda ve içecek sektöründeki şirketler, özellikle KOBİ'ler başarılı olmak için kaliteli ürünleri sürdürülebilir bir hızda sunmaları ayrıca önemli hale geliyor.
Gıda, içecek ve tarım sektörünün gelişimi için bu iki zorluğu aşmanın yolu endüstri dönüşümünden geçiyor. Endüstri devrimlerinin en sonuncusu olan robotik otomasyonun gelişimiyle birlikte, iş birlikçi robotlar yani cobot’lar daha akıllı ve robotik sistemlerle gıda, içecek ve tarım sektörü sektöründeki üreticilere yeni çözüm yolları sunuyor.
KOLABORATİF ROBOTLARIN GIDA VE İÇECEK SEKTÖRÜNE SAĞLADIĞI AVANTAJLAR NELER?
Cobot’lar, uç elemanları ile çok çeşitli endüstriyel görevleri yerine getirebilmesi gibi pek çok yönden geleneksel endüstriyel robotlardan farklıdır.
Az yer kaplar: En küçük alanlarda bile entegrasyonları çok basittir. Operatörler tarafından bir yerden başka bir yere kolaylıkla taşınabilirler.
Çok yönlüdür: Endüstriyel robotların aksine cobot'lar esnektir; çok çeşitli endüstriyel faaliyetleri gerçekleştirmek için programlanabilir ve sonra UR+ “Tak, Çalıştır ve Üretime Başla!” konseptindeki çevre ekipmanlarıyla birçok işe kolayca entegre olabilir. Bu da şirketin cobot’ları ihtiyaçları doğrultusunda değişik görevlerde kullanabilmesine imkân tanır.
Kolay programlanabilir: Cobot'ların kullanımı çok kolaydır ve uzmanlık seviyesinde beceri gerektirmez. Yeni nesil cobot’ları kullanmayı öğrenmek isteyenler, UR Akademi kapsamında Türkçe’nin de dahil olduğu 16 dil seçeneğiyle ücretsiz, e-sertifikalı, çevrimiçi eğitim alabilirler. UR Akademi, isteyen herkesin rahatlıkla öğrenebileceği kolaylıkta eğitimleriyle cobot’ları herkes için erişilebilir hale getiriyor. UR Akademi internet sayfasından dileyen herkes yalnızca 87 dakika içinde cobot programcısı olabiliyor.
Güvenlidir: 17 yapılandırılabilir güvenlik işlevi ve kuvvet-tork sensörü ile cobot’lar, risk analizine bağlı olarak hiçbir güvenlik bariyerine ihtiyaç duymadan çalışanlar ile yan yana görev alabiliyor.
Saydığımız avantajlarla cobot'lar, gıda şirketleri için mükemmel bir iş birliği sunuyor. Çünkü cobot her şeyden önce bir araçtır. Amacı, çalışanların kendilerini daha yüksek katma değerli görevlere adayabilmeleri için riskli, sıkıcı ve ergonomik olmayan görevleri üstlenmektir.
İŞ BİRLİĞİNE DAYALI ROBOTLAR TEKRARLAYAN GÖREVLERE KONUMLANDIRILIYOR
İş birliğine dayalı robotların birincil amacı, bir şirketin faaliyeti için gerekli olan ancak fiziksel olarak zorlu, tekrar eden, çok zaman alıcı veya operatörler için tehlikeli endüstriyel süreçleri otomatikleştirmektir. Gıda ve içecek endüstrisinde bunlar genellikle paketleme, paletleme, ayırma, etiketleme ve kalite kontrol gibi tekrarlayan ve kolay işlerdir. Cobot'ların kullanımı görünüşte çok kolay bir görev için gözükse bile üretimde verimliliği artırır.
Cobot’lar esnek üretim imkânı sayesinde günün 24 saati, gündüz veya gece farketmeksizin, yorulmadan ve bağımsız olarak çalışabilirler. Aynı zamanda üretim kalitesi üzerinde de önemli etkileri vardır; çünkü cobot'lar aynı hareketleri tüm gün mükemmel bir düzenlilikle tekrarlayabilir. Böylece şirket, uluslararası rekabet gücünü artırır.
Son olarak, bu tür yenilikçi araçların entegrasyonu, şirketin çalışanları ve müşterileri üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir. Çalışma koşullarının iyileştirildiği bir ortamda çalışmak motive edicidir.
BAŞARILI KOLABORATİF OTOMASYON ÖRNEKLERİ
Dünyanın her yerindeki gıda endüstrisinde üretim yapan birçok şirket, kolaboratif otomasyon projeleri oluşturmak için UR cobot’larını başarıyla kullanıyor.
Fransa'da, tarım-gıda ve kozmetik sektörleri için sözleşmeli ambalajlama konusunda uzmanlaşmış bir KOBİ olan Sofresco, 2016 yılında Universal Robots’un otomasyon çözümünü tercih etti. Rekabet gücünü ve çalışma koşullarını iyileştirmek için tekrarlayan görevleri ortadan kaldırmak isteyen şirket, Fresnoy-le-Grand'daki (Aisne) tesisine bir UR5 ve bir UR10 entegre etti.
Cobot'ların kurulumundan sonra Sofresco, maliyetlerin düştüğünü gördü ve yeni pazarlara açılabildi, iş hacmini genişleten şirket bu artışı desteklemek için 9 kişiyi daha işe aldı.
Diğer bir örnek ise dünyanın önde gelen gurme ve vejetaryen ürün üreticilerinden biri olan Atria Scandinavia. Üretim kapasitesini artırmak ve operatörlerin günlük yaşamını iyileştirmek amacıyla Skene'deki 30 çalışanın olduğu dört fabrikasından birine üç Universal Robots cobot'u kurdu. Üç cobot (iki UR5 ve bir UR10) aynı robot hücresinde kullanılıyor. İlk UR5, ürünleri ikinci hatta yerleştirmeden önce konveyörden alıp etiketliyor. Arkasındaki UR5, etiketli ürünleri alıp bir karton kutuya yerleştiriyor ve kapatıyor. Son olarak UR10 robot, paketlenmiş ürünleri alıp paletleme uygulamasıyla süreci tamamlıyor.
Robotik otomasyon, cobot'ların uygulanmasından bu yana karton israfını yüzde 25 oranında azalttı ve bir yıldan daha az süren bir geri yatırım dönüşü sağladı.
Avrupa'nın en büyük şeker fabrikalarından biri olan Nordic Sugar'ın test departmanı, toplam 80 bin pancar şekeri örneğini analiz ediyor. Bir zamanlar geleneksel robotlar tarafından gerçekleştirilen bu görevde, artık UR5 cobot'lar kullanılıyor. Kolaboratif robotlar barkodları tarıyorlar, daha sonra terazi ile filtreler arasında analiz etmek için şekerle dolu kapları alıyorlar, aynı zamanda bunun tam tersi görevi de yapıyorlar. Bu görev, cobot’un pnömatik tutucu uç elemanı ve bir barkod okuyucu ile gerçekleştiriliyor.
Geleneksel robotlar yerine cobot'ların üretime entegrasyonu, çalışanlar için hayatı çok daha kolay hale getiriyor. Üstelik, kolaboratif robotları yeniden programlamak için uzmanlık seviyesinde bir beceri gerekmiyor. 87 dakikalık çevrimiçi Türkçe UR Akademi eğitimine katılan herkes, iş birliğine dayalı robotlarımızı kolayca programlayabiliyor.