Kolaboratif robotlar yani cobot’lar ve robotlar son yıllarda sıkça duyduğumuz iki terim olarak karşımıza çıkıyor. Bazen bu iki terimi farklı anlamlarda kullanabiliyoruz ya da anlamlarını karıştırabiliyoruz. Robotlar hem terim olarak hem de nesne olarak uzun yıllardır hayatımızda. Robotları artık hepimiz tanıyoruz, netleştirmemiz gereken asıl konu cobot’lar.
SORMAMIZ GEREKEN DOĞRU SORU, COBOT NEDİR?
İlk kez 1999 yılında ortaya çıkan cobot kelimesi, iş birliği ve robot kelimelerinin birleşmesinden oluştu. Bu birleşimle birlikte sadece yeni bir kelime doğmadı aynı anda üretimde ve sanayide yeni bir değişimin temelleri atıldı.
Değişim sadece sanayiyle mi sınırlı kaldı? Elbette hayır, üretimde esneklik, sıkıcı ve art arda süre gelen riskli işlerden, insanları kurtaran cobot’lar, sağlıktan tarıma, sosyal hayattan gıdaya ve gündelik hayatın birçok anında insanların yanında olmaya başladı. Yanında olmaya başladı diyoruz çünkü cobot’ları robotlardan ayıran en önemli ve ayırt edici özelliklerinden birisi de ihtiyaç halinde insanlarla yan yana etkileşim ve güven içerisinde çalışabilmesiyle birlikte esnek kullanım, kolay programlama ve vb. birçok teknolojik avantajıyla düşük işletme maliyetleri sağlamalarıdır. Cobot’lar, tüm üretim tesislerinde ister insanla beraber ister uzaktan kontrol edilebilir şekilde kullanım imkânı sunuyor.
COBOT; GÜVENLİK BARİYERİ OLMADAN İNSANLARLA YAN YANA ÇALIŞABİLEN ENDÜSTRİYEL ROBOT KOLUDUR
Universal Robots tarafından icat edilen cobot; gelişmiş özellikleri, ileri teknolojisiyle tüm sektör ve üretim süreçlerinde sürekli tekrar eden, manuel yapılan, zorlu ya da riskli işler için kalite ve verimliliği artırmak, iş güvenliği ve sağlığını sağlamak için çalışanlarla risk analizine bağlı olarak herhangi bir güvenlik bariyerine ihtiyaç olmadan yan yana çalışabilen endüstriyel robot koludur.
Biraz önce de bahsettiğimiz gibi üretimde, dikkat gerektiren ve sık tekrarlanan iş modelleri ya da üretim birimleri, insanlar için bir yandan hata yapma ihtimalini ve iş kazalarını artırırken, diğer yandan da verimi düşürüyor. İnsanla iş birliğine dayalı ‘Cobot’, bu sorunların üstesinden gelerek iş güvenliğini de en üst seviyelere çıkararak üretimde verimliliği artırıyor.
KOLABORATİF ROBOTLAR, ÜRETİMİN HER ALANINDA ÇALIŞABİLİR
Yüksek iş, verimlilik ve kalite hassasiyete sahip cobot’lar, esnek konumlandırma, güvenli kullanım, hızlı kurulum, uygun maliyet, kolay programlama ve yeni iş ve süreçlere kolay entegrasyon, hafif ve kompakt yapısı ile üretimin her alanında çalışabilir. Cobot’lar, üretim alanlarında az yer kaplaması, düşük enerji tüketimi, 360° dönüş kabiliyeti, Türkçe kullanım imkânı ve hızlı yatırım geri dönüşü avantajlarıyla küçük ve ortak ölçekli şirketlerden büyük ölçekli çok uluslu şirketlere kadar robotik otomasyon için en ideal çözümdür.
Bugün dünyanın 50’den fazla ülkesinde kullanılan cobot’lar, yüksek hassasiyete sahip kolları sayesinde oldukça kolay bir programlama ile; çapak alma-polisaj, makina besleme, kalite kontrol, taşıma, montaj, yapıştırma-dağıtma, cıvatalama, zımparalama, alma-bırakma, paketleme-paletleme, etiketleme, enjeksiyon kalıplama, CNC, kaynak, laboratuvar analiz, test ve örnek alma gibi birçok proseslerde de kullanılabiliyor.
ENDÜSTRİYEL ROBOT KOLLARININ KULLANIMI ENDÜSTRİ VE HİZMET ALANINDA ARTIYOR
Üretim süreçlerinin değişime uğrayarak esneklik ihtiyacını doğurması, üretim teknolojilerini de bu yönde bir değişime yöneltiyor. Öyle ki cobot’lar modüler yapısıyla, dar bir alanda çalışabiliyor, kolayca yer değiştirebiliyor, farklı proseslere uyarlanabiliyor. Cobot’ların endüstri alanında çeşitli uygulamalarda kullanımı giderek artıyor.
Buna bağlı olarak her geçen gün cobot’ların üretimdeki sayıları da fazlalaşıyor. Dünyada 2015 yılında kolaboratif robot pazarı, toplam robot pazarının yüzde 2’siydi. 2018’de bu rakam yüzde 4’e çıktı. Uluslararası Robotik Federasyonu (IFR)’ın öngörüsüne göre, 2022 yılında yaklaşık 235 bin cobot'un endüstride üretime geçecek. 2025 yılına kadar cobot pazarının, toplam robot dünyasının yüzde 40’ına ulaşacağını değerlendiriyor. ABI Research araştırmalarına göre ise cobot pazarının 2030 yılında 12 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Bu sayıların bu denli hızlı bir şekilde artması da cobot’lara olan talebin bir göstergesi niteliğinde.
COBOT’LARIN ROBOTLARDAN EN ÖNEMLİ FARKI AYARLANABİLİR GÜVENLİK ÖZELLİKLERİ
Güvenlik nedeniyle robotların insanlarla aynı ortamda çalışması her zaman ve şartta uygun olmuyor. Cobot’lar ise belli risk analizlerinden sonra güvenlik çitine ya da farklı bir güvenlik yatırımına gerek kalmadan insanlarla yan yana ve güvenle çalışabiliyor. Sezgisel ve onlarca güvenlik seviyesinin bulunduğu kolaboratif robotlar, ayarlanabilir kuvvet, hız ve eksen sınırlarıyla ani çarpma ve aşırı zorlanmalara karşı insanlara zarar vermesinin önüne geçiliyor. Ayrıca cobot’lar, robotlardan farklı olarak farklı taşıma kapasiteleri ve daha yüksek eksenel dönebilme kabiliyeti sunuyor. Bu farklılıklarda üretimde esnekliği ve farklı üretim birimlerine geçişi yanında getiriyor.
ENDÜSTRİYEL ROBOT NEDİR?
Terminoloji, endüstriyel robotu, “Üç veya daha fazla aksta programlanabilen ve otomasyon teknolojisinde kullanım için sabit bir yere takılarak veya hareketli olarak kullanılabilen, otomatik olarak kontrol edilebilen, serbest olarak programlanabilen çok amaçlı manipülatördür.” şeklinde tanımlıyor.
Endüstriyel otomasyon, üretim hatlarında insanların robotlarla birlikte hareket etmesi olarak tanımlanıyor. İnsanların işleri makinelerle birlikte paylaştığı otomasyon sistemleri yarı otomasyon, robotların ve diğer makinelerin yoğun olarak kullanılması tam entegre otomasyon olarak sınıflandırılıyor.
UNIVERSAL ROBOTS, ENDÜSTRİYEL ROBOT TANIMINI DEĞİŞTİRİYOR
Universal Robots, sektörlerin değişen ihtiyaçlarına verdiği sıra dışı teknolojiyle endüstriyel robot tanımını değiştiriyor.
İlk kolaboratif robotu UR5’i ticari kullanım için 2008 yılında piyasaya süren Universal Robots, günümüzde farklı erişim ve taşıma kapasitesine sahip yedi cobot modeliyle kolaboratif robot alanında dünyanın en büyük şirketi unvanını taşıyor. UR3, UR3e, UR5, UR5e ve UR10, UR10e, UR16e isimli cobot’lar, CB ve e-Series olmak üzere iki farklı seriyi oluşturuyor. Farklı erişim ve taşıma kapasitesine sahip 6 eksenli cobot’lar, farklı çalışma alanlarında farklı görevler için kusursuz bir çözüm ortağı oluyor.
Universal Robots cobot’ları, kolay programlanması, hızlı kurulumu, sınırsız üretim esnekliği, yatırımın kısa sürede geri dönüşü, iş birliğine dayalı ve insanlarla güvenle çalışabilmesiyle üretimde küçük, orta ve büyük işletmelerin robotlu otomasyona geçişini kolaylaştırıyor. Ayrıca kolaboratif otomasyonla rekabet, yeni pazarlara açılma ve kârlılık gibi fırsatların kapısı da açılmış oluyor. Ücretsiz interaktif eğitim platformu UR Akademi’de 8 dilde sunulan eğitim modüllerinde e-Series cobot eğitimlerine Türkçe dil seçeneğinin eklendiğini ve çok yakında CB3 serisi için de aktif hale geleceğini de belirtelim. Çevrimiçi kaynakların hayatımıza girdiği bu günlerde, Türkiye’den bu teknolojiyi öğrenmek ve kendini geliştirmek isteyen tüm kullanıcıların hayatını kolaylaştırmayı amaçlıyoruz.
İŞBİRLİKÇİ ROBOTLAR, ÇALIŞANLARIN DAHA NİTELİKLİ İŞLERE GEÇİŞİNE İMKÂN TANIYOR
İşbirlikçi robotların her geçen gün artan popülaritesi sadece yetenekleri ile değil, aynı zamanda uygulamanın maliyeti ve bu maliyetin hızlı yatırım geri dönüşümü ile de açıklanabilir.
Esnek üretim imkânısayesinde uygun maliyete sahip cobot’lar, konvansiyonel robotların daha önce tek bir görev için uygulandığı alanlarda taşınarak yeniden kolayca programlanabilme özelliğiyle ön plana çıkıyor. Üretim sürecinde yeni bir ihtiyaç ortaya çıkarsa başka bir robot almaya gerek kalmıyor. Mühendislik bilgisi gerektirmeyenkolay programlaması, bir uzman danışmanlığı ya da yeni bir yazılım yatırımı gerektirmiyor. Uzman seviyesinde programlama bilgisi gerektiren geleneksel robotların aksine Universal Robots cobot’ları akıllı telefon kullanan herkesin rahatlıkla öğrenebileceği kolaylıkta ve herkes için erişebilir hale geliyor. Universal Robots internet sayfasından çevrimiçi eğitim imkânıyla dileyen herkes 87 dakika içinde robot programcısı olabilir. Bu süre üretimde minimum kesinti ve hızlı bir üretime geçiş avantajı veriyor.
MIT Üniversitesi araştırmacıları tarafından 2016’da yapılan bir çalışmada insan-cobot iş birliğinin, tek başına çalışan bir insan ya da bir robottan yüzde 85 daha üretken olduğu tespit edilmiştir. Cobot kullanımıyla verimlilik artışı avantajının yanı sıra, çalışanlara daha yaratıcı ve nitelikli işlere yönelme fırsatı sunuyor.
ENDÜSTRİYEL OTOMASYONDA COBOT'LAR, KOLAY PROGRAMLANIYOR
Oldukça hafif ve kompakt yapısı ile cobot’lar, insanlar için hiçbir tehlike oluşturmuyor. Geleneksel robotlara göre güvenlik özellikleri daha fazla ve ayarlanabilir olduğundan, risk analizine bağlı olarak herhangi bir güvenlik bariyeri olmadan insanlarla birlikte rahat ve güvenli çalışma imkânı sunuyor. Türkçe olan cobot diliyle Universal Robots işbirlikçi robotları, kolay programlanabilme özelliğiyle farklı noktalara kolayca taşınarak farklı proseslerde kullanılabiliyor.
ROBOTLU OTOMASYON, İŞLETME MALİYETLERİNİ AZALTIYOR
Universal Robots, enerji verimliliği ve az alan kaplamasıyla sağladığı alan tasarrufuyla da işletmelerin maliyetlerini azaltıyor. Üreticiler, süreçlerine cobot’ları entegre ederek üretkenlik ve karlılıkta artış, doğru istihdam konumlamasıyla zaman yönetiminde iyileşme ve hammaddede fire oranında düşüş ile robot teknolojisine yaptıkları yatırımın geri dönüşünü hızlandırıyor.