Küresel salgın dünyada birçok insanı çalışma hayatlarını yeniden gözden geçirmeye yöneltti. Bu dönemde insanların çoğu tekrar eden, ilerleme fırsatı sunmayan, zihinsel veya fiziksel olarak risk oluşturan işlerden uzaklaşmaya karar verdi. Bu noktada, neredeyse tüm sektörlere robotik otomasyon çözümü sunan ve her ölçekten şirketlere sayısız avantaj sağlayan Universal Robots’un iş birliğine dayalı robotları etkili bir çözüm olarak öne çıkıyor. Cobot'lar, çalışanları üretim hattındaki en sıkıcı veya en riskli görevlerden kurtararak, işverenlerin daha verimli iş akışları oluşturmasına yardımcı oluyor. Aynı zamanda çalışan işe alma ve sürdürülebilirlikleri konusunda da bir çözüm oluyor.
Hayatın her alanında kalıcı bir etki bırakan Covid-19 pandemi dönemiyle birlikte; dünya çapında önemli sayıda insan işten çıkarıldı. Öte yandan milyonlarca insan yeni fırsatlar aramak için bilinçli bir şekilde işlerinden ayrıldı. Bu gelişmeler, özellikle yiyecek ve içecek sektöründe faaliyet gösteren şirketler gibi büyük ölçüde el emeğine dayanan şirketler üzerinde büyük bir etkiye neden oldu. Yalnızca İngiltere'nin, bu işletmelerin faaliyetlerine devam edebilmelerini sağlamak için 2024 yılına kadar 140.000 ek iş gücüne sahip olması gerektiği tahmin ediliyor. Bununla birlikte küresel olarak, 2030 yılına kadar yiyecek-içecek dahil tüm sektörlerde bir milyar insanın yeniden vasıflandırılması gerekiyor. Şirketler; yetenek açığı, üretkenlikteki dalgalanmalar ile sağlık ve güvenlik endişeleri gibi sorunları ortadan kaldıran uygun maliyetli, alandan ve enerji tüketiminden tasarruf sağlayan bir çözüme ihtiyaç duyuyor. Bu sorunun üstesinden gelebilmek için ise kolaboratif robotlar devreye giriyor.
BİRÇOK İNSAN ÇALIŞMAYI TERCİH ETMİYOR
İş gücü sıkıntısı, en iyi kaynaklara sahip işletmeleri bile zor durumda bırakabiliyor. Çalışan maaşlarının yükseltilmesi kimi şirketler için bir seçenek olsa dahi, günümüzde çalışanlar bunu önemli bir gerekçe olarak görmüyor. Üretim alanında, beden gücü ile çalışan işçilerin yaklaşık %78'i, maaşlarıyla ilgili endişelerden ziyade, iş gücü eksikliği veya kariyer gelişimi beklentileri nedeniyle işinden ayrılıyor. İşletmeler boş pozisyonları doldurmayı başarsalar bile, düşük orandaki çalışan istikrarlılığı, kâr oranlarını tehdit etmeye devam ediyor. Çalışanları etkili ve doğru bir şekilde istihdam etmek zaman alan, uzun bir süreç oluyor. Bu da şirketlere ciro ve verimlilik kaybı açısından maliyet getiriyor.
Küresel açıdan bakıldığında işsizlik rakamları hâlâ 2019'dakinden yüksek (%6,6'ya karşı %5,3). OECD'nin İstihdam Görünümü 2021 raporu iş arayan ve 'ekonomik olarak aktif olmayan kişilerin' sayısının 2019'dan bu yana 14 milyon arttığını ortaya koyuyor. Yiyecek ve içecek alanında faaliyet gösteren çalışanların ve dolayısıyla iş gücünün %25'inin önümüzdeki dönemde emekli olacağı ifade ediliyor.
COBOT'LAR İNSAN GÜCÜNÜ DEĞERLİ KILIYOR
Cobot'lar, üretim ortamlarında dönüşüme olanak sağlarken işletmelerin bünyesinde çalışan insanları daha doğru istihdam etmelerine yardımcı oluyor. Birçok endüstride görev alabilen endüstriyel robot kolları, özellikle yiyecek ve içecek sektöründe bulunan işletmeler için üretim hattının sonunda bir dizi alma-bırakma, paletleme ve paketleme görevlerini üstleniyor. Cobot'lar; zorlayıcı, tekrar eden ve zaman alan görevler için devreye girerek çalışanların daha insan odaklı görevlerde yer almalarına olanak sağlıyor.
MALİYET TASARRUFU ÇÖZÜMÜNE YATIRIM
Şirketleri yeni teknolojiye yatırım yapmaktan alıkoyan en önemli engellerden biri maliyet sorunudur. Artan küresel enerji maliyetleri, enflasyon ve yüksek ücret faturaları, yiyecek ve içecek üreticilerinin maliyet marjlarını daraltıyor ve inovasyona yatırım yapmalarını kısıtlıyor. Ancak üretim süreçlerini otomatikleştirmek, maliyetleri düşürmenin ve uzun vadede kârlılığı en üst düzeye çıkarmanın anahtarı. Forrester'ın yaptığı bir araştırma, Fransız imalat firmaları arasında beş yıllık bir çalışma boyunca, robot kullanımının genel üretim maliyetlerini azalttığını ve işçilik maliyetlerinde ise %4-6'lık bir azalma olduğunu gösteriyor. Cobot'lar kısa sürede yatırım getirisi sağlayarak şirketlerin yatırımlarını uzun vadeli, sürdürülebilir büyümeye dönüştürmelerine yardımcı oluyor. Ek olarak, her makineyi sadece birkaç saat içinde farklı bir uygulamayı yerine getirecek şekilde yeniden programlama yeteneği, ekiplere sayısız avantaj sağlıyor.